ABD’de De Minimis muafiyeti 29 Ağustos 2025 itibarıyla askıya alındı. Artık düşük değerli tüm ithalatlar için gümrük ve vergiler gündemde. Navlungo’nun ABD DDP Vergi Hesaplama Aracı; GTİP/HS kodu, menşe ve taşıyıcıya göre maliyetinizi anında çıkarır. “Vergiler dahil” fiyat verin, siparişlerinizi gecikmeden ve sürprizsiz teslim edin.
Ayın Öne Çıkanları
- Türkiye Denizcilikte Sınıf Atladı: Küresel Ticaretin Zirvesine Yaklaşıyor
- Gümrük Vergisi İndirimi Çinli Otomobil Markalarını Sevindirdi
- Türkiye, Lojistikte Yatırım Üssü Olma Yolunda Hızla İlerliyor
- Marmara Denizi’nde Tren Feribotu Dönemi Başladı
- Orta Koridor Yatırımları: Türkiye’yi Lojistikte Stratejik Merkeze Taşıyor
- ABD Ürünlerine Uygulanan Ek Vergiler Kaldırıldı: Türkiye Ekonomisine Etkileri
Türkiye Denizcilikte Sınıf Atladı: Küresel Ticaretin Zirvesine Yaklaşıyor
Türkiye, denizcilik alanında tarihi bir başarıya imza atarak, Türk sahipli deniz ticaret filosunun kapasitesini 53,1 milyon dedveyt tona çıkararak dünya sıralamasında 11. sıradan 10. sıraya yükseldi. Bu gelişme, ülkenin denizcilik sektöründeki güçlü altyapısının ve stratejik konumunun bir sonucu olarak değerlendiriliyor.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Türk denizcilik filomuzun 2002 yılında 8,9 milyon dedveyt ton kapasiteyle 17. sırada yer alırken, 2025 yılı itibarıyla 2.203 gemiye ulaşarak yaklaşık 6 kat büyüdüğünü belirtti. Bu büyüme, Türkiye’nin denizcilik alanındaki küresel rekabet gücünü pekiştiriyor.
Denizcilik sektörü, Türkiye’nin dış ticaretinin %86’sını deniz yoluyla gerçekleştiriyor ve dünya yük taşımacılığının %88’i deniz yoluyla yapılıyor. Söz konusu veriler, denizcilik sektörünün ülke ekonomisindeki stratejik önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Bununla birlikte Türkiye’nin Ambarlı, Kocaeli, Tekirdağ, Mersin ve Aliağa limanları, dünyanın en fazla konteyner elleçleyen 100 limanı arasında yer alarak ülkenin lojistik gücünü küresel arenada tescilledi.
Bu başarı, Türkiye’nin denizcilik sektöründeki vizyonunun ve uluslararası ticaretteki etkinliğinin bir göstergesi olarak büyük önem taşıyor.
Gümrük Vergisi İndirimi Çinli Otomobil Markalarını Sevindirdi
Türkiye’nin otomotiv sektöründeki yeni gümrük düzenlemeleri, Çinli otomobil markalarını olumlu etkiledi. 22 Eylül’de yürürlüğe giren düzenleme ile AB ve STA ülkeleri dışında kalan ülkelerden ithal edilen otomobillere uygulanan ek gümrük vergileri standart hale getirildi. Bu değişiklik, Çinli markaların Türkiye pazarındaki rekabet gücünü artırdı.
Özellikle MG ve Chery gibi Çinli markalar, yeni düzenleme ile birlikte araç fiyatlarında önemli indirimler gerçekleştirdi. MG7 modelinde 180 bin TL’ye varan, HS Luxury modelinde ise 259 bin TL’lik indirimler yapıldı. Chery’nin Omoda 5 modelinde ise 350 bin TL’lik bir indirimle fiyatlar 1 milyon 795 bin TL’ye çekildi. Bu indirimler, Çinli markaların Türkiye pazarındaki satışlarını artırma potansiyelini güçlendirdi.
Yeni gümrük düzenlemeleri, Çinli otomobil üreticilerinin Türkiye’deki yatırımlarını artırma konusunda da olumlu bir etki yaratabilir. Bu gelişmeler, otomotiv sektöründe rekabetin artmasına ve tüketicilere daha geniş seçenekler sunulmasına olanak tanıyacak.
Türkiye, Lojistikte Yatırım Üssü Olma Yolunda Hızla İlerliyor
Türkiye, stratejik konumu, gelişen altyapısı ve artan lojistik kapasitesiyle küresel lojistik ağlarının yeni yatırım üssü olma yolunda önemli adımlar atıyor. Ülke, Asya, Avrupa ve Orta Doğu’yu birbirine bağlayan köprü konumuyla lojistik sektöründe cazip bir yatırım merkezi haline gelmiştir.
Son yıllarda, Türkiye’nin lojistik altyapısına yapılan yatırımlar artış göstermiştir. Özellikle kara, deniz ve hava yolu taşımacılığında kapasite artırıcı projeler ve dijitalleşme yatırımları dikkat çekmektedir. Bu gelişmeler, Türkiye’nin lojistik sektöründeki rekabet gücünü artırmakta ve uluslararası ticaretin daha verimli hale gelmesini sağlamaktadır.
Bunların yanı sıra Türkiye’nin lojistik sektörüne olan yabancı doğrudan yatırımlar (FDI) da artış göstermektedir. 2025’in ilk yarısında, Türkiye’ye yapılan FDI’ler 6,3 milyar dolara ulaşarak, önceki yıla göre %27,1 oranında bir artış göstermiştir. Bu durum, Türkiye’nin lojistik sektöründeki potansiyelinin uluslararası yatırımcılar tarafından takdir edildiğini göstermektedir.
Türkiye’nin lojistik sektöründeki bu olumlu gelişmeler, ülkenin küresel lojistik ağlarında daha güçlü bir konum elde etmesine katkı sağlamaktadır. Yatırımcılar için sunduğu fırsatlar ve stratejik avantajlarla Türkiye, lojistik sektöründe önemli bir yatırım merkezi olma yolunda ilerlemektedir.
Marmara Denizi’nde Tren Feribotu Dönemi Başladı
Türkiye, Marmara Denizi’nde tren feribotu taşımacılığını başlatarak lojistik altyapısında önemli bir adım attı. Bandırma ile Tekirdağ arasında hizmet veren “Erdeniz” adlı tren feribotu, 198 metre uzunluğunda ve 60 vagon taşıma kapasitesine sahip. Bu yeni hat, özellikle ihracat yapan firmaların ürünlerini Marmara Denizi üzerinden Avrupa’ya ulaştırmalarını sağlayacak.
Sefer süresi ortalama 4 saat olarak planlanan bu hattın, günde birden fazla sefer yapma kapasitesi bulunuyor. 7 gün 24 saat çalışacak sistem, zaman ve maliyet avantajı sunarak lojistik sektörüne büyük katkı sağlayacak.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, bu hattın Türkiye’nin ikinci tren feribot hattı olduğunu belirterek, “Bandırma-Tekirdağ hattı ile Marmara Denizi’nde tren feribotu taşımacılığını başlattık” dedi. Bu gelişme, Türkiye’nin lojistik altyapısının güçlenmesine ve uluslararası taşımacılıkta rekabet gücünün artmasına katkı sağlayacak.
Orta Koridor Yatırımları: Türkiye’yi Lojistikte Stratejik Merkeze Taşıyor
Türkiye, Orta Koridor’a yaptığı yatırımlarla lojistikteki rolünü güçlendiriyor. Çin’den başlayarak Orta Asya üzerinden Türkiye’ye ve buradan Avrupa’ya uzanan bu hat, Süveyş Kanalı’ndaki riskler ve Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle giderek daha stratejik bir hale geliyor. Bu gelişmeler, lojistik maliyetlerden teslimat sürelerine kadar birçok alanda yeni fırsatlar ve meydan okumalar sunuyor.
Orta Koridor üzerinden yapılan taşımalarda, deniz yolu taşımacılığında Çin–Avrupa arasındaki transit süreler 35 – 40 gün iken, demir yolu ile bu süre 12 – 15 güne iniyor. Bu, özellikle hızlı teslimata ihtiyaç duyan tekstil, otomotiv yedek parça ve elektronik sektörleri için kritik bir avantaj sağlıyor. Ayrıca yükselen enerji maliyetleri deniz yolunu pahalı hale getirirken, demir yolu daha rekabetçi bir seçenek olarak öne çıkıyor.
Avrupa Birliği’nin Yeşil Mutabakat hedefleri, lojistik sektörünü düşük karbonlu çözümler geliştirmeye zorluyor. Kara yolu taşımacılığı yüksek karbon emisyonları nedeniyle maliyet baskısı altına girerken, demir yolu taşımasının emisyon oranı çok daha düşük. Bu nedenle Orta Koridor yatırımları sadece ticari değil, aynı zamanda çevresel sürdürülebilirlik açısından da büyük önem taşıyor.
Türkiye, Orta Koridor sayesinde yalnızca transit ülke değil, aynı zamanda lojistik bir merkez haline geliyor. Söz konusu rota, Çin-Avrupa ticaretinde güvenilirlik sağlarken, Türkiye’yi lojistik bir merkez haline getiriyor. Böylece sadece transit ülke değil, karar verici bir lojistik oyuncu konumuna yükseliyoruz.
ABD Ürünlerine Uygulanan Ek Vergiler Kaldırıldı: Türkiye Ekonomisine Etkileri
Cumhurbaşkanlığı kararıyla 2018 yılından bu yana ABD menşeli bazı ürünlere uygulanan ek gümrük vergileri kaldırıldı. Bu düzenleme, otomotiv, kozmetik, alkollü içecekler, yaprak tütün ve bazı gıda ürünlerini kapsıyor. Ekonomist Doç. Dr. Yüksel Okşak, bu adımın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini üç ana eksende değerlendirdi.
İlk olarak, maliyet ve fiyat ekseninde ek vergilerin kaldırılmasıyla birlikte otomobil, kozmetik ve içecek gibi ürünlerde maliyetlerin düşmesi bekleniyor. Bu da fiyatlara doğrudan ve dolaylı olarak yansıyabilir. Ancak genel enflasyon üzerinde büyük bir değişim beklenmemekle birlikte alt kalemlerde hissedilir bir rahatlama öngörülüyor.
İkinci olarak, jeoekonomik sinyal ekseninde bu adım, ABD ile ticari ilişkilerde normalleşme mesajı veriyor. Söz konusu durum, doğrudan yatırım iştahını artırabilir ve tedarik zinciri ile sertifikasyon süreçlerinde görünmeyen engelleri azaltabilir.
Son olarak, makro ölçek ekseninde ABD’nin Türkiye ithalatındaki payı sınırlı olduğundan dolayı büyüme, cari denge veya enflasyon üzerinde tek başına büyük etkiler beklenmiyor. Fakat ara malı ve nihai mal geçişlerinde maliyet optimizasyonu sağlanabilir. Bu da ilgili sektörlerde rekabet gücüne küçük ama kalıcı katkılar sunuyor.
Okşak, alınan kararın iki ülke arasındaki 100 milyar dolarlık ticaret hedefine pozitif bir katkı sağlasa da, tek başına yeterli olmadığını belirtiyor. Hizmet ticareti ve teknoloji transferi gibi alanlarda da ilerlemeler kaydedilmesi gerektiğini vurguluyor.
Navlungo ile Gönderileriniz Kontrolünüz Altında
Hızlı, izlenebilir ve tamamen şeffaf dijital lojistik süreçlerimizle uluslararası taşımalarınızı zahmetsizce yönetin.