Geçen haftalarda girişimcilik dünyasında en çok bilinen hızlandırma programlarından biri olan Y-combinator ile keyifli bir mülakat süreci geçirdik.

Bizler Navlungo olarak uluslararası lojistik firmalarının rotalarını fiyatlanabilir hale getirerek ihracat ve ithalat yapmak isteyen firmalara karşılaştırma ve satın alma hizmeti sağlıyoruz.

Girişimcilik dünyasında hemen her girişimci ekibi startup firması kurmadan önce bazı pratik ve teorik eğitimler alır. Yazılar okur, konferanslar dinler ve burada anlatılanların aslında tek bir amacı vardır; müşterinizi memnun etmek.

Bu sihirli formülü düşünerek başvurulan her yarışma ya da yatırımcı sunumundan şöyle ya da böyle mutlaka başarılı olunduğuna şahit oluyoruz. Navlungo olarak bizim Y combinator başvuru sürecimizde de aynı altın kural geçerliydi.

Sizi daha fazla sıkmadan başvuru sırasında bize yöneltilen sorular ve mülakat sırasında da Adora’nın (mülakat sorumlusu) bizden duymak istediklerini harmanlayıp size sunmaya çalışayım.

  • Problem nedir? Gerçekten bir problem var mı? Yoksa sen mi uydurdun?
  • Bu problemi çözmek için neler yaptın? Sen elini taşın altına koymadan benden fedakarlık beklemiyorsun değil mi?
  • Bana müşterinden bahset ? Kim onlar ? Ne yer, ne içerler ? Onları ne kadar tanıyorsun? Onların hangi kanlı sorununu çözmeye soyundun?
  • Müşteri sayın nedir ? Ne kadar sürede kaç müşteriye ulaştın?
  • Çok sayıda müşteriyi az mutlu etmek yerine az sayıda müşteriyi çok mutlu etmeyi deniyorsun değil mi ? Öyleyse biraz örnek ver.
  • Yaptığın cirodan bahset ? Ne kadar zamanda kazandın ? Hangi tip müşteri sana bu ciroyu getirdi ? Aynı müşteriye birden fazla kez sattın mı?
  • En önemlisi bize ekipten bahset. Ekipte herkes tutkulu ve aşağı yukarı iyi bir görev dağılımı var mı ?
  • Yerelde mi büyümeyi planlıyorsun ? Şu ana kadarki satışlarından yada modelinden globalleşeceğiz hissiyatı doğdu mu ?

Bize gelecekte sadece Türkiye’ye mi satacaksınız diye sordu Adora.

Bu soruların bazıları yazılı metin ile başvuru formu aracılığı ile sorulurken bazıları da video mülakat sırasında geldi . Başvuru formu içinde bir de her ekip üyesinin 50 saniye kadar bağımsız konuştuğu bir video kısmı var.

Bu videoyu biz İstanbul boğazında çektik. Video girişi olarak ise lojistik işinin en iyi yapılacağı yerden, “Asya ile Avrupa’nın buluştuğu yerden merhaba” şeklinde giriş yaptık. Fonda mehter marşı yoktu. 🙂

Aslında yukardaki sorular size de sürpriz gelmemiştir, lakin verdiğimiz cevaplarda her zaman kendi fikrimizi değil müşterilerimizin ne dediğini onlara ilettik .Bizler pazarın kurallarını belirleyen şirketler değiliz.

Ben aslında startup fikirlerini müşterilerin kendi ihtiyaçları ile iletişim kurduğu birer elçi olarak görüyorum. Bu bakış açımızın Y-combinator’un aradığı şey ile örtüştüğünü fark ettik ve eğer bu mülakatı bir başarı olarak ele alacaksak en önemli faktörün bu bakış açısı olduğunu söyleyebilirim.

Mülakat gününden 5 gün sonra bize 5000 start-up arasından video konferans yapılan nadir ekiplerden biri olduğumuz ama malesef San Francisco’ya çağrılan 150 startup arasına giremediğimiz iletildi.

Neden kabul edilmediğiniz belirtilmiyor ancak bizim hissettiğimiz şey daha fazla satış adeti göstermemiz gerektiğiydi. Daha fazla satış göstermemiz için sizlerden destek alırsak, seneye son 150’ye kalabiliriz. Siz de Navlungo.com ‘a girerek anında uluslararası lojistik teklifi alabilirsiniz.

Şu son cümleyi yazmadan hiçbir yazıyı bitiremez oldum, onu da benim mesleki deformasyon olarak görün. 🙂

Yorum Yaz