Dijitalleşmenin hızla artmasıyla birlikte internetten alışveriş, günlük yaşamın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Ancak artan sipariş hacmiyle birlikte sahte ürünler, kalite sorunları ve güvenlik açıkları da kullanıcıların en büyük endişelerinden biri oldu. Bu durum e-ticaret platformlarını daha sıkı denetimlere ve güçlü ürün güvenliği politikalarına yönlendirdi. Günümüzde tüketiciler yalnızca uygun fiyatı değil, ürünün güvenilirliğini, doğruluğunu ve orijinalliğini de sorguluyor. İnternet alışverişlerinde başlayan yeni ürün güvenliği dönemini ve bu alandaki güncel uygulamaları mercek altına almak için siz de okumaya devam edebilirsiniz.

Ürün Güvenliğinde Dijital Denetim Başlıyor

online alışveriş

Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 30 Ekim 2024’te Resmi Gazete’de yayımlanan “Uzaktan İletişim Araçları Yoluyla Piyasaya Arz Edilen Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği” 1 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giriyor. Yönetmelik, internetten alışveriş yapan tüketicilerin daha şeffaf ve güvenli alışveriş deneyimi yaşamasını hedefliyor. Özellikle mobil uygulamalar, sanal pazar yerleri, televizyon ve radyo gibi satış kanallarını kapsayan bu düzenleme dijital ortamdaki ürünlerin denetimini daha etkin hale getiriyor. Bu gelişme hem tüketici haklarını hem de piyasa düzenini doğrudan etkileyen yapısal bir değişim anlamına geliyor.

Yönetmelik, dijital ticaretin kontrolsüz alanlarını denetim altına alarak, tüketicilerin güvenli ve mevzuata uygun ürünlere erişimini kolaylaştıracak. Tüketicilerin yanıltıcı ilanlarla karşılaşmasının önüne geçilmesi ve ürünlerin içeriğine dair şeffaf bilgilendirme yapılması, e-ticaret güvenliğini artıracak. Bugüne dek tüketici mağduriyetlerine neden olan bazı açıklar, bu yeni düzenlemeyle giderilmiş olacak. Böylece dijital ortamdaki alışverişler, fiziki mağaza alışverişleriyle benzer güvenlik seviyesine kavuşacak.

Yeni yönetmelikle birlikte yalnızca tüketiciler değil, aynı zamanda satıcılar da sorumluluk üstlenecek. Piyasaya arz edilen her ürün, artık daha sıkı kriterlere tabi tutulacak. Tedarik zincirinden son kullanıcıya kadar olan süreç, şeffaflık ve takip edilebilirlik esasına göre yeniden yapılandırılacak. Böylece Türkiye, dijital pazarlarda ürün güvenliğini önceleyen ülkeler arasında konumlanacak.

Satıcıların Yeni Yükümlülükleri: Bilgilendirme Zorunluluğu

Vector Hand Illustration Cyber Security Safe and Secured Ecommerce Website

Yönetmelik kapsamında satıcıların ürünlerine ilişkin bilgileri açık, anlaşılır ve erişilebilir şekilde sunmaları zorunlu hale getiriliyor. Her ilanda üretici veya ithalatçı firma bilgileri, iletişim adresi ve ürünün güvenliğine dair teknik detaylar yer almak zorunda olacak. Bu durum, alıcıların ürünü satın almadan önce yeterli bilgiye ulaşmasını sağlayarak daha bilinçli karar vermelerine olanak tanıyacak. Özellikle teknik özellik taşıyan elektronik veya kimyasal ürünlerde bu bilgilendirme hayati önem taşıyor.

Artık kullanıcılar, ürünü fiziki olarak görmeden önce, gerekli tüm işaretleri ve belgeleri dijital ortamda inceleyebilecek. CE belgesi, kullanım talimatı, uyarı işaretleri gibi detaylar ürünle birlikte erişime sunulmak zorunda olacak. Bu sayede kullanıcıların yaşadığı güven eksikliği ve risk algısı azaltılacak. Dijital vitrinler artık sadece görsel değil, aynı zamanda bilgilendirici platformlar haline gelecek. Bu düzenleme yanıltıcı ilanların önüne geçmek açısından da kritik rol oynayacak. Art niyetli satıcıların eksik ya da yanlış bilgi sunarak tüketiciyi yanıltmasının önüne geçilecek. Şeffaflık, uzun vadede tüketici güvenini artırarak e-ticaret hacmine de pozitif katkı sağlayacak. Kurallara uyan satıcılar ile uymayanlar arasında ayrım daha net hale gelecek.

Satıcılar için bilgilendirme yükümlülüğü, sadece alıcıyı korumakla sınırlı kalmayacak, aynı zamanda yasal sorumluluk doğuracak. Ürün güvenliği ihlali tespit edilen durumlarda eksik bilgi sunan satıcılara idari yaptırımlar uygulanabilecek. Bu durum kayıt dışı ve denetimsiz satışların önlenmesinde de etkili olacak.

Pazar Yerlerine ve Platformlara Yeni Sorumluluklar

Yeni yönetmelik yalnızca bireysel satıcıları değil, sanal pazar yerlerini de sorumlu hale getiriyor. Artık Trendyol, Hepsiburada, N11 gibi platformlar ürünlerin güvenlik bilgilerini sistemlerinde bulundurmak, eksik ya da uygunsuz ilanları denetlemekle yükümlü olacak. Bu sorumluluk sadece satış anını değil, satış öncesi içerik denetimini de kapsıyor. Pazar yerleri bu kapsamda aktif denetim mekanizmaları kurmak zorunda kalacak.

Uygun olmayan ürünler tespit edildiğinde ilgili ilanların 24 saat içinde sistemden kaldırılması gerekecek. Hızlı müdahale, tüketicilerin riskli ürünlerle karşılaşma ihtimalini minimuma indirecek. Ayrıca pazar yerlerinin şikayet ve bildirimlere açık temas noktaları oluşturarak vatandaşın sürece katılımını kolaylaştırması bekleniyor. Bu da e-ticaretin denetlenebilirliğini artıran katılımcı bir yapı oluşturacak.

Platformlar artık yalnızca aracı değil, aynı zamanda düzenleyici ve denetleyici rol üstlenmiş olacak. Bu durum internetten alışverişte güvenlik standartlarını yükselttiği gibi pazar yerlerinin marka sorumluluğunu da artıracak. Vatandaşlar, şikayetlerini doğrudan iletebileceği bu sistemler sayesinde daha hızlı çözümler elde edebilecek.

Denetim sürecinde iş birliği yapmayan platformlara da yaptırım uygulanabilecek. Denetim yükümlülüklerini yerine getirmeyen veya ihlallere göz yuman platformlar, idari para cezalarının yanı sıra erişim kısıtlamalarıyla da karşılaşabilecek. Böylece pazar yerlerinin içerik kontrolüne daha fazla yatırım yapmasını teşvik edecek.

Uluslararası Satışlara Yerel Temsilci Şartı

Yönetmelikte dikkat çeken bir diğer önemli düzenleme, yurt dışından Türkiye’ye satış yapan firmalarla ilgili. Bundan böyle belirli ürünleri Türkiye’ye göndermek isteyen yabancı firmalar, Türkiye’de bir yerel temsilci atamak zorunda olacak. Temsilci atamayan firmaların Türkiye’ye ürün gönderme hakkı ortadan kalkacak. Bu adım dış kaynaklı riskli ürünlerin önünü kesmeyi hedefliyor.

Ticaret Bakanlığı, Türkiye’ye gönderilen ürünlerin uygunluğunu denetlemek için yerel temsilciler üzerinden doğrudan denetim mekanizması kuracak. Bu da hem ürün takibini kolaylaştıracak hem de sorumluluğun netleşmesini sağlayacak. Artık sadece üretici değil, Türkiye’deki temsilci de hukuki yükümlülük altında olacak. Bu sayede tüketici haklarının korunması daha güçlü bir zemine oturacak.

Özellikle taklit, sahte veya sertifikasız ürünlerin yurt dışından gelişinin önüne geçilmesi hedefleniyor. Tüketici sağlığını riske atan düşük kaliteli veya denetimsiz ürünlerin piyasaya girmesi zorlaşacak. Bu düzenleme aynı zamanda yerli üreticilerin haksız rekabete karşı korunmasını da sağlayacak.

Uygulamada yerel temsilciliğin zorunlu hale gelmesi, e-ihracat yapan firmaların da uyum süreçlerini yeniden düzenlemesini gerektirecek. Türkiye’ye satış yapmak isteyen tüm küresel markaların artık yasal zeminde sorumluluk taşıyacak olması, tüketici güvenliği kadar ticaret düzeni açısından da kritik bir gelişme.

Tüketici Hakları Daha da Güçleniyor

Yeni yönetmelikle birlikte tüketicilerin haklarını kullanma kanalları da genişliyor. Vatandaşlar artık ürünlerle ilgili şikayet, bildirim ve bilgi taleplerini pazar yerlerinin oluşturacağı temas noktaları üzerinden kolayca iletebilecek. Sistem, sorunların daha hızlı çözülmesini sağlayarak tüketicinin sesini daha görünür kılacak. Aynı zamanda devletin gözetim mekanizmasını daha etkin çalıştırmasına katkı sunacak.

Şikayetlerin belirli bir sürede işleme alınması, tüketici memnuniyetini artıracak ve süreci daha şeffaf hale getirecek. Kullanıcılar artık yalnızca ürünün fiyatını değil, güvenlik standardını ve satıcının hizmet kalitesini de dikkate alarak alışveriş yapacak. Bu da e-ticaret ortamında kalite rekabetini teşvik edecek.

“Güçlü ürün güvenliği dönemi” ile birlikte yalnızca sorun yaşayan değil, memnuniyetini ifade etmek isteyen kullanıcılar da geri bildirimde bulunabilecek. Uygulama, sistemin iyileştirilmesi için önemli veri sağlayacak. Geri bildirim kültürü hem tüketici bilincini hem de satıcı kalitesini olumlu yönde etkileyecek.

1 Nisan 2025 itibarıyla yürürlüğe giren yönetmelik, ürün güvenliğini önceleyen, şeffaflığı artıran ve tüketiciyi güçlendiren bütüncül bir yapı kuruyor. Dijital alışverişin hızla yayıldığı dönemde tüketici haklarını önceleyen bu adım, Türkiye e-ticaret pazarında güveni yeniden inşa eden önemli bir eşik olarak öne çıkıyor.

Yorum Yaz